Birinci Kâğıt
İhanet bana göre değil. Hayatımda manavdan mango dahi çalmamışımdır. Kendisinden çok da beklentim yoktu. Ama o çitlembik yüzlüye yüz verip de sonra beni "sadece meslektaşız yahu" diye aptal yerine koymayacaktı. İşte açıklıyorum: Neredeyse her sosyal ve siyasî ihtimale göre bir şablon yazıp atmış kenara. Çoğu da günlük yazıları gibi beş para etmeyecek şeyler. Ama bu zarfın içinden çıkan yazısı onun gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Sık sık 360 derece çark etmesinin basit bir iş olmadığını, planlı yapıldığını ispatlıyor. Yoksa sakalılın kılları kadar şablon tutmazdı kasasında. Şablonların sırrı sadece bu kadar değil. Sık sık yaşadığı biyolojik "kudret" problemi kaleminde de var. Zaman olur 10 gün iki satır atamaz. Şablonları olmasa ne yazı yazabilir ne kazı kazabilir.B.
İkinci Kâğıt
Nasip"Hidayet nasip işi" lafını ilk gençliğimden beri milyon kere duymuşumdur.
O zamanlar içim ısınmayan şeyhimden.
İmam Hatip'teki haytalardan.
Büyük medyaya transfer olduktan sonra mail kutuma yağan küfürlü mesajlardan.
Elhak öyleymiş.
Vermeyince vermiyor.
"Kalplerin çevrilmesi" öyle insan işi değilmiş.
Benim nasibim de bunu Bebek Cafe'de...
Mahçup bakışlı bir hanımkızdan duyduğumda...
Gönlümün başıma dank etmesiymiş.
Beni kimse anlamadı.
En başta da ben anlamadım.
Okur, patron yanlış anlamış ne gam.
Çarşamba sokaklarında yeşil takkeyle dolaşırken de...
Matbuatın mütedeyyin kesiminde çalışırken de...
ASLINDA hep bir şeyi istedim:
Bilmek, anlamak.
VE FAKAT gerektiğinde de değişmek.
Ne muhafazakâr kesim, ne liberaller, ne de devletçi gericiler görebildiler bunu.
Günahlarım bana ait.
Hepsi nefsaniydi.
"Nefs-i emmare" ile "ben"i ayıramadığım dönemlerin kalp sızlatıcı hatıraları olarak kalacaklar.
Her türlü yanlış anlaşılma ihtimaline rağmen...
Ebedi olmasına dua ettiğim bu dönemde...
Bana kapılarını...
Sütunlarını...
Ama en mühimi gönüllerini açan [xxxxxx] camiasına dünya-ahiret duacıyım.
En başta da Mevlana güzelliği sadece kalemini değil yüzünü de nurlandıran genel yayın yönemenimiz [xxxxxx]e.
İnşallah onların ve okurularımızın itimadına lâyık olurum.
Ya nasip.
Kendime tenbihler: TOP 5
1. "Ben" demekten kuduz hayvan görmüş gibi kaçılacak.2. Umreye fasıklarla değil salihlerle gidilecek.
3. Rafızi yazarın Hac rehberi bir daha ağza alınmayacak.
4. Gereksiz mübahlara kötü arkadaş muamelesi yapılacak.
5. Sonunda seküler medyanın kaptan köşküne oturmayı başaran, kendi itirafıyla acul, komplo yazarının sataşmalarına "Ona da hidayet ver" duasıyla içten ve sessizce mukabele edilecek.

0 yorum:
Yorum Gönder